metinler.gif (2661 bytes)

WE ARE PROXIMUS*

*“Biz Yakınız” ilan böyle söylüyordu. Mesajı şirket ismine çevirin. Mobil telefonlar. Her kimi her nereti her nereden ararsanız “Proximus” yakın demektir. İlan mesafeler artık yok, hepimiz yakınız diyordu.

Öyle miyiz? Gerçekten yakın mıyız? Bunu daha önce de duydum ve daha önce de kendi kendime sordum. Yeni çağ-cılar aynını söylüyor; dünya tek bir köy halini alıyor, herkes ulaşılabilir oluyor, medya inanılmaz bir hızla çalışıyor. Yeni devir. Telefon, faks, internet. Herkese erişebilir misiniz. Yapabilir misiniz bunu. Brunei’deki mültecilerle görütmeyi deneyin.

                

Tek köy? Gerçekten böyle düşünmüyorum.

CNN her şavaşta tüm aşamalrını şavasın bize sunar. Ama bize ulaşır mı ? Birkaç yıl öncesini hatırlıyorum, Ruanda’da katliam başladığında ve bir milyona yakın insan öldürüldüğünde, Belçika’da hiç kimse gerçekten umursuyor muydu? Bu onların yataklarından çok uzaktaydı. Oradan hiç kimseyi tanımıyorlardı. Öyleyse endişelen mek için nedenleri yoktu. İki hafta sonra dünya futbol şampiynası başladı ve herkes televizyonlarının karşına geçmiş maçları seyrediyordu. Hava mı soğuyodu ne? Dünya tek bir köy müydü? Öyle düşünmüyordum. Evet dünya ile irtibatlanmıştık bir nevi ama bu köy oluşumunun mantığından çok uzaktı. Daha çok insan tanımamız beklenirken daha az tanıyoruz. Daha sosyal olmak yerine daha asosyal, daha soğuk ve umursamaz oluyoruz. “Uçak düştü 200 ölü; içinde hiç bizim milletten yok.” Bu sön bölüm niçin ekleniyor. Bu kazanın vehametinimi azaltıyor? Hassiktir. 200 ölü ama içinde hiç bizden yok çok şükür.

Peki öyleyse bu endişe neden? Kimler bizi birlik çağına girdiğimize inandırmak istiyor? Ve niçin?

Ekonomi, para, Maddiyatçı kapitalist zihniyet. Korkarım böyle. Ekonominin düşünce kalıpları zihinlerimizi fethediyor. Verimlilik en önemli fazilet halini alıyor. Utililitaryen ’Faydacı’ Ahlak değerlerimiz kar hesaplarına indirgenmekte. Stokçuların değişkenleri tıp terimlerinden oluşuyor.

Bir Ölü = X, Bir kesik bacak = Y => X+Y = $$$$$

Kapitalist motorumuz boğulmamak için son bir çabayla çılgınca yeni pazarlar aramakta. Mercedes-Benz Çin pazarı için yeni bir araba geliştiriyor. 1.400.000.000 kişi. Bütün dünya nüfusunu Euro-American hayat standartında düşünün. Bunun yürüyeceğini sanmıyorum.

Bu dünya yeni bir tüketici pazarını yutamaz. Bizler daha az tüketmek durumundayız. İçinde yaşadığımız tüketim dünyası için Marx’ın üretim felsefesi geçersiz hale geldi. Üretimin devamı için sürekli artan bir tüketim gerekli. Ama neredeyse karaya oturdu. Eğer tüketimin devam etmesini istiyorsak, yeni pazarlar oluşturulmalı. Dünya bir olmalı.

Ama biz bunu istiyor muyuz? İstemiyoruz. Ama Benetton’un daha çok rengi, daha fazla Proximus kulaklarımıza bağırıldıkça, korkarız birleşen(!) dünyaya inandırılacağız.

 

 

 

REMINDER